Renk Körlüğü Nedir? Renk körlüğü yalnızca insanlarda da değil hayvanlarda da görülebilir. Bu nedenle tanımını yaparken insan değil canlı terimini kullanmak daha doğrudur. Renk körlüğü, bir canlının görme merkezinde belirli bir pigmentin bulunmaması ya da az bulunmasından kaynaklanır. Normal canlıların tüm renkleri algılayabilmesi için üç farklı cins koni hücresinin uyumlu bir biçimde çalışması gerekir. Eğer bir canlı, yalnızca iki farklı cins koni hücresinin uyumlu bir biçimde çalıştığı görme yapısına sahipse, yalnızca bu iki koni hücresinin algılayabildiği renkleri ve renklerin karışımlarını görebilir. Bu canlılar, eksik koni hücresindeki renkleri algılayamaz. Bu durumdaki canlılara da dikromatik renk körü adı verilir.
Renk Körlüğü Kimlerde Görülür?
Renk körlüğü kalıtımsal olduğu için aileden gelir. Örneğin, renk körü olan bir babanın kızı, renk körü olmaz fakat renk körlüğünün taşıyıcısı olurlar. Taşıyıcı kadınların erkek çocuklarının renk körü olma şansları ise %50’dir. (Baba renk körü, anne renk körlüğü taşıyıcısı ise doğacak çocuğun renk körü olma olasılığı %50’dir.) Bunun nedeni ise renk körlüğüne yol açan genin X kromozomu üzerinde taşınmasıdır.
Renk körlüğü, tam renk körlüğü ile kısmi renk körlüğü olmak üzere ikiye ayrılır. Çocukluk ya da ergenlik dönemlerinde ortaya çıkan ve zamanla ilerleyebilen renk körlüğü kalıtımsaldır. Renk körlüğüne yol açabilecek diğer problemler ise kalıcı beyin hasarları ile retina hasarlarıdır.
Çocukluk döneminde aşırı miktarda ultraviyole ışına maruz kalmak da renk körlüğüne yol açabilmektedir. Renk körlüğünün en yaygın sebebi de çocuklukta maruz kalınan ultraviyole ışınlardır. Renk körlüğü, kırmızı – yeşil ya da mavi – sarı renkleri eksik görme veya renkleri algıayamama olarak teşhis edilir.
Canlıda, kırmızı renge duyarlı koni hücresi bulunmuyorsa, kırmızı renk körlüğü, mavi renge duyarlı koni hücresi bulunmuyorsa mavi renk körlüğü, yeşil renge duyarlı koni hücresi bulunmuyorsa da yeşil renk körlüğü yaşanıyordur. Kırmızı renk körlüğü protonopia, yeşil renk körlüğü ise deuteranopia olarak adlandırılır.
Renk Körlüğü Testi (RKT)
Renk körlüğü teşhisi konulması ve renk körlüğü tipinin belirlenmesi için kullanılan onlarca test bulunmaktadır. Ishihara, Farnsworth Munsell D-15, Farnsworth Lantern bu testlere yalnızca birer örnektir. Renk körlüğü tansı, özel olarak hazırlanan İshihara Test’i ile konulur. Buna da kısaca Renk Körlüğü Testi (RKT) adı verilir.
Renk Körlüğü Testi’nin her sayfasında özel olarak hazırlanmış renkli noktaların oluşturduğu sayılar yer alır. İyi aydınlatılmış bir alanda hastadan, tüm sayıları okuması istenir. Eğer hasta bir renkte takılırsa ve sayıyı ayırt edemezse daha detaylı testler yapılması gerekir. Bu testleri siz de evinizde kolayca yapabilir, herhangi bir sorunla karşılaştığınız takdirde de göz doktorunuza başvurabilirsiniz.
Renk Körlüğü Tedavisi
Renk körlüğünün kesin olarak bir tedavisi olmasa da özel lensler aracılığıyla yaşanabilecek kusurlar büyük oranda düzeltilebilmektedir. Normal bir insan, dünya üzerinde bulunan 10 binden fazla rengi ayırt edebilirken, renk körleri yalnızca 2 bin civarındaki rengi algılayabilir ve ayırt edebilirler. Haploskopik filtreli kontakt lensler sayesinde renk körlerinin ayırt edebildiği renk sayısı 6 bine kadar yükseltilebilir.
ChramoGen lensler, Renk Körlüğü Testi’nde kişilerin renkleri ayırt edebilmelerini sağladığı için bazı renk değerlendirme işlemlerinde başarı oranını da arttırırlar. ChromaGen, renkleri algılama açısından destekliyici bir rol üstlenebilmektedir. Buna ek olarak ChromaGen lensler, disleksi hastalığının ve okuma zorluğu çeken kişilerin tedavilerinde de kullanılmaktadır. Siz de eğer renk körlüğü derdinden muzdaripseniz, Sezer Optik‘e uğrayabilir, bu sorununuza nasıl bir çözüm getirebileceğinizi daha detaylı bir biçimde öğrenebilirsiniz.
